Türkiye yılda 22,1 milyon ton çiğ süt üretmektedir. Ancak bu çiğ sütün sadece % 45’i sanayi tesislerinde işlenip pastörize içme sütüne, yoğurda, peynire, tereyağına ve diğer süt ürünlerine dönüşmektedir. Kayıt altında üretilen bu çiğ sütün de % 71’i SETBİR üyesi firmalar tarafından işlenmektedir.
2018 yılında 10 milyon ton inek sütü, sanayi işletmeleri tarafından toplanmış; bunun karşılığında 1,7 milyon ton içme sütü, 110 bin ton süttozu, 66 bin ton tereyağı, 756 bin ton peynir, 1,2 milyon ton yoğurt ve 731 bin ton ayran sanayi işletmeleri tarafından üretilmiştir.
Türkiye süt ve süt ürünleri sektöründe kamu otoritesinden onaylı ve denetimli 2.223 işletme faaliyet göstermektedir. Sektör yılda 65 milyar TL ciro yaparken, 80 bin kişiye doğrudan istihdam sağlamaktadır. Yanı sıra 500 bin çiftçi, 200 bin satış noktası ve 50 bin nakliyeci de süt ve süt ürünleri sektörüne hizmet vermektedir.
Türkiye’de kişi başı tüketilen süt veya eş değeri süt ürünü miktarı yılda ortalama 270 litredir. (Ülkemizde kişi başına tüketilen ambalajlı süt ve süt ürünü miktarı 130 kg süt eşdeğeridir).
Ülkemizde süt ve süt ürünleri dış ticaretine bakıldığında, 2018 yılında 192.130 ton (325 milyon USD) ihracat, 20.518 ton (90,7 milyon USD) ithalat gerçekleştirildiği görülmektedir. İhraç ettiğimiz başlıca ürünlerimiz, peynir, süttozu ve dondurmadır. En çok ihracat yaptığımız ülkeler Türki cumhuriyetler ve Ortadoğu ülkeleridir.
İthal ettiğimiz başlıca ürünler, tereyağı ve peynirdir. Başlıca ithalat yaptığımız ülkeler ise Avustralya, Yeni Zelanda, ABD, KKTC ve AB ülkeleridir.
Halkımızın gelişmiş ülkeler düzeyinde bedensel ve zihinsel gelişiminin teminatı en az onlar kadar hayvansal protein tüketebilmektir. Halbuki sektörümüzde üretim kapasitemiz, bugünkünün çok üzerinde bir tüketimi karşılayabilecek seviyededir. Bunun için yeterli kaynak, teknoloji ve bilgi birikimimiz de sektörde mevcuttur. Hedefimiz sütte, gelişmiş ülkelerin kişi başı yıllık süt ve eşdeğeri süt ürünü tüketim miktarı olan 300 litreye ulaşmaktır.
2018’deki gelişmeler bir kez daha göstermiştir ki iç piyasanın regülasyonu ve sürdürülebilir bir büyüme için en önemli kaldıraç ihracattır. Bu hem milli ekonominin ihtiyacı olan döviz girdisini sağlayacak, hem de sektörün tüm paydaşlarının yeni yatırım hevesini teşvik edecektir. Dolayısıyla sektörün vizyonunda ihracatın önemli bir yer tutması gerekirken, uluslararası rekabeti göz önüne aldığımızda ihracatta desteklemelere ihtiyaç vardır. İhracatımız içinde özellikle katma değeri yüksek ürünleri de özel bir destekleme kapsamına alarak ton başına ihracat değerimizi yükseltmeliyiz.