İnsan ihtiyaçları sınırsızdır. Çünkü hayal gücü sınırsızdır. Bir şey yaptıktan sonra, bunu daha iyi nasıl yaparız diye düşünürüz, gelişmenin ve ilerlemenin ana motoru da zaten budur. Dünya kaynaklarını artıramayacağımıza göre eldekini verimli kullanmak, israf etmememiz gerekmektedir. Uzaya açılıp sonsuz kaynaklara ulaşsak bile israfın her zaman önüne geçmemiz, zorunludur.
Döngüsel kaynak kullanımı dünya için ne kadar doğru ise evren içinde o kadar doğrudur. Bu başarıldığı zaman açlık, kıtlık, yokluk olmaz. İnsan nüfusu artıyor diye endişelenmemize gerek kalmaz. Çünkü her insan bir beyin, her beyin bir evrendir. İnsanlığın hatta dünya üzerinde yaşayan her canlının sorumluluğu şu anda insanların üzerindedir.
Dünyada her gün milyonlarca ekmek, milyonlarca ton sebze meyve çöpe gidiyor. Diğer taraftan milyonlarca insan açlık, susuzluk çekiyor. Milyonlarca canlı açlıktan susuzluktan ölüyor. Dereler, ırmaklar apartmanlara bağlanıyor, hes yapılıp beton kanallara veriliyor, kirletilip denizlere dökülüyor. Bilmeliyiz ki akmayan derenin kenarında susuzluktan ölen karıncanın da, denizde ölen balığında sorumlusuyuz. Bozulan bu dengenin faturasını yine biz ödeyeceğiz, başımıza gelen felaketlerin yapbozun hangi parçasından geldiğini anlamak zor olacak, bilgimiz yetmediği için belki de mümkün olamayacak.
Bilinçli ve sürdürülebilir tarım yapılması gereklidir
Gıda da israfın önüne geçilebilmesi için öncelikle parça tarım arazilerin birleştirilerek büyütülmesi, endüstriyel tarım işletmeleri kurulması, toprağı, suyu, havayı koruyan bilinçli ve sürdürülebilir tarım yapılması gereklidir. Böylece daha çok gıda daha uygun maliyete üretilmiş olacaktır.
Üretilen bu gıdaların son kullanıcıya zayi olmadan ulaşabilmesi için, uygun nakliye ve ambalajlama gereklidir. 2021 Nisan ayında Tarım Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada Türkiye’de 19 milyon ton gıdanın çöpe gittiği bildirilmiştir. Çok, çok büyük bir rakam, bir insanın günde bir kg gıda tükettiğini varsayarsak, yılda 365 kg gıda tüketir. 19 milyon ton ile yaklaşık 52 milyon insanı beslemiş oluruz. İsraf kaynaklı imha etme çalışmalarından tasarruf ederiz, maliyetler düşer, gıda enflasyonu azalır. Petrolümüz yok ama 4 mevsim yaşanan ülkemizin geniş gıda yelpazesini kullanıp, katma değerli gıdalar üretip milli gelirimizi artırabilirsiniz. Dünya ölçeğinde bu düşünülür ise durumun ne kadar vahim olduğu ortaya çıkar.
Ambalajın maliyeti ürünün yanında sudan ucuzdur
Gıdanın üretildiği noktadan tüketicinin sofrasına kadar olan süreçte doğru ambalajlama, depolama ve nakliyesinin yapılması israfın en kolay azaltılabileceği alandır. Plastik ambalaj noktasından bakıldığında ambalajın maliyeti ürünün yanında sudan ucuzdur. Ambalaj işi son derece bilgi yoğun ve ileri teknoloji bir iştir.
Farklı gıdaların ambalaj ihtiyaçları farklıdır. Bu nedenle ürüne uygun ambalaj tasarımları ile ürünlerin raf ömrünü katkı girmeden uzatmak mümkündür. Böylece üreticiler ürünlerini dünyanın daha uzak noktalarına gönderebilmekte, ürünler bozulmadan daha uzun süre raflarda durabilmekte ve böylece israfın önüne geçilebilmektedir.
Türkiye ambalaj sektörü dünya ile at başı yarışan gurur duyabileceğimiz bir sektördür. Gıda üreticilerimiz için bu büyük bir şanstır. İsrafı azaltmak için doğru ambalajın seçilmesi, doğru paketleme makinaları ile paketlenmesi ilk ama önemli bir adımdır. Paketlerin küçültülmesi sadece yenebilecek büyüklükte paketlerin yapılması, artık oluşmasını ve israfı önleyecektir.
Ülkemizde kaliteli, hızlı paketleme makineleri de üretilmektedir. Orta segment paketleme makina ihracatı da yapılmaktadır.
Yani 4 mevsim yaşanan bir ülkede, çok çeşitli gıda üretim imkanımız var, ambalaj fabrikaları ve yan sanayimiz var, paketleme makinecilerimiz var, gıda israfı konusunda bahanemiz yok.
Yaşamın her nefesinde israftan kurtulmuş bir insanlık dileklerimle.