Günümüzde asker ve polisimizin kahramanlığı tartışılmaz fakat bir de gizli kalmış kıymeti bilinmeyen kahramanlarımız var onlar da üreticilerimiz.
İçinde bulunduğumuz süreçte gizli kahramanlarımız yani üreticilerimiz ülke gelişimi için çok yoğun çalışmakta, vatan için çalışmanın kutsallığını bilmektedir. Piyasalardaki belirsizlikler, kur değişimleri, çalışacak personel bulunamaması, merdiven altı vb birçok sorun üreticiyi yormaktadır.
Hammadde ve ambalaj malzemelerindeki fiyat artışları ürünün kaça satılacağını belirsiz hale getirmektedir. Aslında üretici zam yapmayı sevmez çünkü her zam geçişlerinde bayisiyle, satış noktalarıyla, plasiyerleriyle teker teker görüşmeler yapar ve kendisini yorar. Kimse kendisini yormayı sevmez alışmış olduğu fiyatlar ile düzen ile çalışmayı ister. Son zamanlardaki kur artışları, ambalaj fiyatlarını neredeyse ikiye katlamıştır. En son yapılan süt zammı ise fiyatlarda minimum %15-20 artış sağlayacaktır. Burada süt fiyatını artırmaktansa üretimi artırıp süt üreticisinin de sürümden kazanması sağlanmalıydı ve süt üreticisi nasıl daha çok süt üretir, daha çok kazanırım hesabı yapılmalıydı. Bu yıl üretici Anadolu’da mısır ve buğdayını 85-95 kuruş aralığında sattı. Elli kilogramlık bir yem çuvalı bu fiyatlardan değerlendirilir ise şimdiki fiyatının yarı fiyatına gelir. Bunun değerlendirilip yem fiyatları nasıl aşağı çekebiliriz buna bakılması gerekmektedir. Süt ürünleri üreticisi 1TL’ye süt alır ise 10 TL ye peynir satar fakat, 2 TL ye süt alır ise 20 TL ye peynir satar. Burada ne süt üreticisi para kazanır nede peynir üreticisi para kazanır. Çünkü ürün fiyatı yükselir ise satış düşer; satış düşünce üretici kapasitesini düşürür böylece ihtiyacı olan süt miktarı düşer ve daha az süt işler. Süt üreticisi de sütünü satamaz hatta süt veren hayvanını kesmeye başlar. Mutlu olunacak ise herkes mutlu olmalı tek taraf mutlu olamaz. Süt üreticisi para kazanır ise çok süt üretmenin yollarını arar. Mandıra para kazanır ise çok süt işlemenin yoluna bakar. Süt üreticisi uygun fiyata süt satar ise mandıra uygun fiyata ürün satar ve sonuçta ürün tüketiciye uygun fiyatta ulaşmış olur. Bunun temelinde hammadde ve girdi fiyatlarının uygun hale getirilmesi birinci basamaktır.
Uygun fiyatta hammadde ve uygun fiyatlı ambalaj malzemesi ile tüketicinin kolaylık ile alabileceği ürün sunulabilir. Bunun sonucunda süt üreticisi ve mandıralar da personel ihtiyacı daha da artacak ve böylelikle işsizlik için de bir adım atılmış olacaktır. Süt sektöründe çalışan kişi sayısı artacak ve memleketimizde üretimle beraber çalışan genç sayımız artacaktır. Sektörde çalışan gençlerimizin eğitimi ve mesleki yeterlilikleri de verilecek eğitimler ile geliştirilerek ürün kalitemizin artması sağlanacaktır. Ürün kalitemizin artması memleketimiz için çok önemlidir. Kaliteli ürün, kaliteli hammadde ve bilinçli personel ile üretilir. Kaliteli ürünlerin fiyatlarının düşmesi merdiven altını bitirir. Halk sağlığı için çok önemli olan merdiven altı sorunu çözülmüş olur.
Üretimin ve üreticinin en büyük sorunlarından birisi de merdiven altı üretimdir. Yeme, süte veya tüm süt ürünlerini üretene verilecek teşvikler ile ürün fiyatı aşağı çekilebilir ve böylece merdiven altı; sağlık ve hijyen kurallarına uyulmadan, kayıt dışı yapılan üretimin önüne geçilmiş olur. Raflarda sadece etiket bilgileri tam, hijyen kurallarına göre üretilmiş, halk sağlığını tehdit etmeyen, üretim izinleri olan ürünlerinin olması tüm üreticilerin ortak isteğidir.
Gençlerimizi meslek liselerinde ilgili olduğu üretim bölümünde okutmalı ve o bölümde çalışmasını sağlamalıyız. Meslek liselerinden mezun olup o bölümde çalışan personel sayımız çok düşüktür. Teknikerlerimiz daha donanımlı üretim takibi yapmalı, mühendislerimiz ise ürün kalitesi ve çeşitliliğini nasıl artırabileceğini araştırmalıdır. Tüm sektörler için o bölümde en az meslek lise eğitimi alan personelin çalışması üretim için çok faydalı olacaktır. Çünkü personel yaptığı üretim hakkında bilgi sahibidir.
Memleketimizin gelişmesi için üretim şarttır. Daha güçlü bir Türkiye için daha çok üretmek zorundayız