Gıda hazırlama ve sunumuna hep bir merakım olmuştur diyen Piramit Dondurma’nın sahibi Macit Tepeköylü: “Gıda konularına her zaman ilgi duymuşumdur. Gıda ile ilgili araştırma ve denemeler yapardım. Evimizin altında bir dondurmacı vardı ve insanların bu dondurmacıya tebessümle girip çıkmaları beni çok etkiledi. Bu işi severek yapabileceğimi düşündüm. Deneme yanılma yoluyla daha iyisini yapmanın arayışına girdim. Dondurmayı ilk on yılda üniversiteden hocalar eşliğinde bilimsel olarak öğrenmeye çalıştım. Ülkemizin en yaşlı ustalarını buldum. Onlardan çok şeyler öğrendim. Bugün dondurma konusunda iyi bir yerlere ulaştıysam bunun daima en iyisini araştırıp bulma merakımdan kaynaklandığını düşünüyorum.”dedi.
“12 ay boyunca dondurma üretiyoruz”
Bizim çocukluğumuzda dondurma sadece yazın tüketilirdi diyen Macit Tepeköylü: “Bize çocukluğumuzda kışın dondurma yenmez diye öğretildi. Biz de o öğreti dolayısı ile kışın dondurma yemezdik. Zaten yemek istesek de dondurma bulmak oldukça zordu. Ama son yıllarda uluslararası dondurma firmalarının ülkemiz pazarına girmesi dolayısı ile bunun yanında devasa reklam kampanyalarıyla dondurma tüketimi 12 aya yayıldı. Piramit Dondurma olarak yaklaşık üç-dört yıldır 12 ay boyunca dondurma üretimimiz devam ediyor. Müşterilerimizin geleneksel damak tadına uygun dondurma ürettiğimiz için bizden yaz kış dondurma talep ediyorlar. Mesela 2015 yazı için 18 çeşit dondurma ile hizmet verdik. Kışın ise 16 çeşit dondurma ile müşterilerimizi dondurmasız bırakmadık.”şeklinde konuştu.
Asker kökenli olması nedeni ile iş disiplinine büyük önem verdiğini söyleyen Tepeköylü: “Piramit Dondurmayı tek başıma işletiyorum. Piramit adını koyarken de araştırdım ve hiçbir dondurmacıda olmadığını gördüm. İsmi duyulduğunda akla gelenin sadece burası olmasını istedim. Bir başka boyutu da dondurma külahta piramit gibi duruyor olması ve Mısır, piramit, sıcak, çöl, su, deve hep birbirini çağrıştıran sözcüklerdir. Düşündüğüm gibi Piramit ismi dondurmacı için güzel ve tutan bir isim oldu. Akhisarlılar ve Denizlililer bu ismi sevdiler. Denizli şubemiz de kısa sürede Denizlili dondurma severler tarafından kabul gördü. Unutulan ve geleneksel dondurma çeşitlerimizi tadanlar sürekli mekanlarımıza uğruyorlar. Bugün 62 yaşındayım ve gücüm yettiğince de bu işi sürdürmek istiyorum. En büyük arzum bu ismin kalıcı olması ve iyi anılmasıdır. Genç arkadaşlara da geleneksel dondurmacılığı öğretiyorum.”dedi.
“Türklerin geleneksel içeceklerinden biri bozadır”
Türklerin geleneksel içeceklerinden birinin de boza olduğunu belirten Macit Tepeköylü: “Araştırmacı bir insan olarak çevremdeki olayları ve ihtiyaçları sürekli gözlemliyorum. Akhisar’da boza konusunda bir boşluk olduğunu gördüm ve boza üretimine başladım. Tabiki bu da çok kolay olmadı. Ciddi araştırma ve denemeler yaptım. Günümüzde her türlü bilgiye ulaşmak oldukça kolay. O bilgileri güzelce ayıklayıp, sentez yapıp kendinize adapte edebilmeniz lazım. Hata yapmakla öğrenmeye karşı hevesiniz bitmiyorsa öğrenebilirsiniz. Ben iki yıl deneme yaptım. Önceleri denemelerimi ithal darılardan yapıyordum ve başarıya ulaşamadım. Sonra yerli darı ile üretim yapmaya başlayınca damak tadımıza uygun boza üretimini gerçekleştirmiş oldum. Bozanın içinde ana madde olarak su, şeker, yerli darı bulunuyor. Mayalanan bu ürün bağışıklık sistemini güçlendirdiği için hastalıklara karşı vücut direncini arttırıyor, emziren annelerin sütünü arttırması bakımından da birçok faydası var. Boza yararlarının yanı sıra geleneksel de bir tat. Bu tadı tanıtma ve yaşatma görevini devraldım diyebilirim. Bunun hem işletmemiz için artı bir değer kattığını düşünüyor hem de insanlara yararlı bir içecek sunduğum için mutlu oluyorum.”
“Hijyene önem veriyoruz”
Bir gıda işletmesinde en önemli şey hijyendir diyen Tepeköylü sözlerini şöyle sürdürdü. “Başarımızın sırrının ana etkeni disiplindir. Disiplinin olduğu her yer güzelleşir. Disiplinde zamanı verimli kullanmanın önemi göz ardı edilemez. Zaman kadar hijyen de önemlidir. İmalathaneye girerken mutlaka galoş ve önlük giymeden işe başlamayız. Boza ve dondurma üretimi yaptığımız makinalar bizim için önemli ve son teknolojiyi elimizden geldiğince kullanmaya çalışıyoruz.
Dondurma ve boza üretim işini çok seviyorum ve bu iş benim yaşama sevincim oldu. Çünkü dondurma yiyen insanları yüzündeki mutluluğu görüyorum. Dondurma yiyen insan keyifli insandır. İnsanlara mutlu anlar yaşattığımı bilmek bana çok hoş duygular bırakıyor. Küçük çocukların dondurmacı amcasıyım. Yorulmuyorsam işte bu yüzdendir. Çocukken alıştığım lezzetleri hayalimde çocuklarla büyütüyorum. Bu işi de öyle yapmaya çalışıyorum. Umarım bu gelenekseli, gelecek nesillere aktaracak sistemleri geliştirebilirim. Herkesi Akhisar veya Denizli’den geçerken mutlaka dondurma yemeye davet ediyorum. Geleneksel lezzetlerden herkes tatsın isterim.”
Macit Tepeköylü kimdir?
1970 yılına kadar Akhisar’da yaşayan Macit Tepeköylü. 1970 yılında askeri okulu kazanıp memleketten ayrıldı. Ardından Çankırı astsubay okuluna başladı Piyade okulu sonrası da piyale astsubayı olarak 30 ağustos 1973’de TSK’da göre yapmaya başladı. Türkiye’nin muhtelif yerlerinde görev yaptı İyi bir asker ve atıcılık konusunda oldukça başarılı idi. Atıcılık Federasyonunun Türkiye’de yaptığı müsabakaların yanında yurtdışında farklı müsabakalara katıldı. Hatta 1986 yılında Doğu Almanya’nın bir kentinde yapılan dünya şampiyonasında Türkiye’yi temsil etti. 1993’te emekli oldu. Emekli olduktan sonra farklı bir kulvarda kendini ispatlama arzusuyla gıda sektörü için araştırmalar yapmaya başladı ve dondurmacılıkta kendine yer bulmaya başladı.