İzmir’de 24 yıl önce 20m2’lik bir alanda ‘’Çocuğumuza yedirmediğimiz hiç bir gıdayı bir başkasına yedirmeyiz’’ düşüncesi ile geleneksel Türk lezzetlerini Ege Hazır Yiyecek markası altında sofralara taşımaya başlayan Zuhal Çelik ve Murat Ödül, şimdi 10 bin m2’si kapalı, 27 bin m2 alanda 600’ün üzerinde çalışanı ile yoluna devam ediyor.
Şirketi kurduklarından bu yana yaşadıkları ticari zorlukların yanında, babasına dükkan kirası verdiklerini, işlerini her zaman çok ciddiye aldıklarını ve babasının vefat etmeden önce “Yeteri kadar çalıştınız, anahtar sizindir” diyerek anahtarı kendilerine teslim ettiğini belirten Zuhal Çelik, 24 yıldır Murat Ödül ile beraber gecelerini gündüzlerine katarak çalıştıklarını, oğlunun dükkanda büyüdüğünü, arkadaşlarının sonsuz desteğini aldıklarını ve bu özverili çalışmaların sonucunda da bugünlere geldiklerini belirtti. Çelik, “Tek derdimiz düzgün, güzel yemekler yapalımdı. Bu yüzden, kendimizden, gözümüzden sakınırdık yaptıklarımızı. Akşama artan olursa günah olmasın diye yer, gündüz sadece satmaya odaklanırdık. Yemek ürettiğimiz halde aç yattığımız oldu.” diyerek hayatta ve sektörde yaşadıkları zorlukların altını çizdi.
Markanın 99 yılında ulusal alışveriş zincirleri ile tanışmasının ardından, 7 mağaza ile çıkılan yolda bugün 6000’den fazla noktaya ulaştığını belirten Ödül, hırslarının hep başarmak ile ilgili olduğunu ve buna göre davrandıklarını söyledi. Ödül, “Ağzımızdan çıkanın akit olduğunu biliyor ve işimize buna göre yaklaşıyoruz. Çalışanlarımıza aile diyoruz, çünkü aynı bakışa ve heyecana sahip insanlarız. 24 yıldır iki ortak devam ediyoruz. Birbirimize ve yaptığımız işe inanıyor ve her şeyin bir fiyatının olduğu zamane koşullarında bile elimizden geldiğince duruşumuzu korumaya çalışıyoruz.” dedi.
Genç girişimcilere de tavsiye veren Çelik ve Ödül, “Yeni nesil biraz sabırsız gibi geliyor. Sahip olacakları mevkilere, koltuklara odaklanmak yerine yaptıkları işe odaklanmalarının ne kadar değerli olduğunu zamanın göstereceğini bilerek ilerlemeliler. İşin iyisi yok ki ,işini iyi yapan insanlar var. İşini iyi yapanın ise hak ettiği yere gelmesi er ya da geç gerçekleşiyor. Mutlaka şans faktörü de var ama inançlarını kaybetmemeliler, bu hayatta hiç bir şey kolay olmuyor, kolay olanı yitirmek de kolay zaten.” diyerek iş kurmanın ve işte başarılı olmanın değişmez koşulunun çok çalışmak olduğunu vurguladılar.