Değerli dostlar,
Bu yazıda Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Süt Teknolojisi Anabilim Dalında bendenizin danışmanlığında Ziraat Yüksek Mühendisi Arca Tekyiğit tarafından yürütülen bir doktora projesinden bahsedeceğim.
Avrupa Yeşil Mutabakatı…
Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal), 11 Aralık 2019 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından duyuruldu. Mutabakatın temel hedefleri arasında sera gazı emisyonlarının azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin hızlandırılması, çevre dostu teknolojilerin teşvik edilmesi, sürdürülebilir tarım ve gıda sistemlerinin desteklenmesi, ekosistemlerin korunması ve biyolojik çeşitliliğin artırılması yer alıyor.
Metan Gazı Sorunsalı…
AB’nin sera gazı emisyonlarının yüzde10’undan tarım sektörü sorumlu tutuluyor. Bununla birlikte toplam metan emisyonlarının yüzde 53’ünün tarımsal faaliyetlerden kaynaklandığı, tarım sektöründen kaynaklı toplam emisyonların ise yüzde 80,7’sinin hayvancılık; yüzde 17,4’ünün gübre ve yüzde 1,2’sinin çeltik üretiminden kaynaklandığı bildiriliyor.
Peynir, yüksek besin değerine sahip olmasının yanı sıra sütün değerlendirilmesinde stratejik bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. Ulusal Süt Konseyi’nin 2021 yılında yayınladığı rapora göre, 2020 yılında ülkemizde toplam 767 000 ton peynir üretimi gerçekleşti. Yapılan çalışmalarda peynirin diğer süt ürünlerine kıyasla (süt, yoğurt, tereyağı vb.) çevresel etki kategorilerine en fazla etki ettiği ortaya konuyor. Bu durum, süt sektöründe, peynir üretiminin sürdürülebilirliğini sağlamak ve çevresel etkilerini minimize edebilmek adına Yaşam Döngüsü Analizi (YDA) çalışmaları üzerine odaklanılmasının gerekliliğini vurguluyor.
Hayvancılık sektörü içerisinde, süt endüstrisi besinsel, ekonomik ve sosyal yararlarının yanında tüm gıda endüstrisinin en fazla ayak izine sahip kolu. Karbon ayak izi; birim karbon dioksit (CO2) cinsinden üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsü olarak ifade ediliyor.
Süt üretiminin dünya genelinde insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 4’ünü oluşturduğu biliniyor. Pek çok ülkenin gündeminde süt sektörünün sebep olduğu sera gazı emisyonlarının azaltılabilmesi için yapılabilecek düzenlemeler yer alıyor.
Gıda üretimlerinin çevresel sürdürülebilirliğinin sağlanması için ürünlerin yaşam döngüsü boyunca gerçekleşen tüm tüketimleri (su, enerji, hammadde, kimyasal vb.) ile üretim sonucu oluşan tüm atıkları detaylı ve bütüncül bir bakış açısıyla incelenmesi gerekiyor. Bu şekilde çevreye olan etkileri, karbon ayak izi hesaplanabiliyor.
Yaşam Döngüsü neyi ifade ediyor…
Yaşam döngüsü, herhangi bir ürünün hammaddesinin elde edilmesi ile başlayıp, işlem görmesi, ambalajlanması, nakliyesi, yapımı, kullanımı, ihtiyaç duyduğu zaman bakım-onarımı, ömrü bittiğinde bertarafı, geri dönüştürülmesi, bazı işlemler uygulanarak yeniden kullanıma hazır hale getirilmesini kapsayan süreci ifade ediyor.
Yaşam Döngüsü Analizi (YDA), dünya genelinde kabul görmüş en kapsamlı ve güvenilir metot olarak karşımıza çıkıyor. YDA, Uluslararası Standardizasyon Kuruluşu (ISO) tarafından “bir ürün sisteminin yaşam döngüsü boyunca girdilerinin, çıktılarının ve olası çevresel etkilerinin derlenmesi ve değerlendirilmesi” olarak tanımlanıyor.
Bu analiz, fabrikaların farklı aşamalardaki çevresel performansını ortaya koyabiliyor. Hammaddenin temini, üretim süreçleri, paketleme, depolama, dağıtım ve atık yönetimi gibi farklı aşamalar incelenerek, işletmelerin çevresel etkileri ve sürdürülebilirlik performansı karşılaştırılabiliyor.
Bu tür analizler işletmelere, kendi çevresel performanslarını belirlemeleri ve iyileştirme fırsatlarını tanımlamaları için önemli bilgiler sağlıyor. İşletmeler, kaynakları daha verimli kullanma, enerji tüketimini azaltma, atık miktarını ve emisyonları kontrol altında tutma gibi sürdürülebilirlik hedeflerini belirlemek için yaşam döngüsü analizlerini kullanabiliyorlar. Ayrıca, sektördeki işletmeler arasında karşılaştırma yapmak ve en iyi uygulamaları belirlemek için de yaşam döngüsü analizi kullanılabiliyor.
Yaşam Döngüsü Analizi ile küresel ısınma, asidifikasyon, ötrofikasyon, ozon tabakası delinme potansiyelleri, ekotoksisite, insan toksisitesi, abiyotik faktörlerin tükenme potansiyeli, kaynakların kullanımı, arazi kullanımı, enerji tüketimi, su tüketimi, temiz su tükenmesi, iyonlaştırıcı radyasyon potansiyeli, partikül madde oluşum potansiyeli ölçülebiliyor.
Coğrafi konumu itibarıyla iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında yer alması ve en büyük ticaret ortağımız olan AB'nin iklim-nötr ilk kıta olma hedefi kapsamında atacağı adımlar göz önüne alındığında, hem iklim değişikliğiyle ve iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele çabalarına katkı sunması, hem de AB’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamındaki alacağı önlemlerin AB ile tarım ticaretinin sürdürülebilirliğini sekteye uğratmaması açısından ülkemizin sürdürülebilir tarıma yönelik eylemler gerçekleştirmesi önem arz ediyor.
Türkiye’ de, özellikle tarımsal faaliyetlerde henüz yaygın olarak kullanılmayan YDA yönteminin, tarımsal sürdürülebilirliği desteklemek, tarımsal faaliyetlerin çevresel etkilerini değerlendirmek amacıyla kullanılmasına bir örnek teşkil etmesi bekleniyor.
AB ve ABD’de yapılıyor, ya Türkiye’de…
AB, ABD ve diğer ülkelerde süt ve süt ürünleri ile ilgili pek çok YDA çalışması yapılmış olmakla birlikte, ülkemizde yapılan çalışmalar sınırlı sayıda. Bu konuda yapılacak her YDA çalışması, uluslararası düzeyde toplanmaya çalışılan verilere yapacağı katkılardan dolayı önemli. Ayrıca iklim değişikliğinden hem etkilenen hem de etkileyen süt sektörünün karbon emisyonlarının azaltılmasında uygulanacak yöntemler ve alınacak önlemlerde karar vericilere ve politika yapıcılara yol gösterecek, önemli bir kaynak olacak.
Ayrıca Türkiye'nin Avrupa Yeşil Mutabakatı ile AB politikalarında öngörülen kapsamlı değişiklikleri yakından takibi ve gereken uyumun sağlanması, AB’ye ihracatımızda rekabetçiliğimizin korunması ve geliştirilebilmesi açısından, AB ve Türkiye arasındaki süt sektöründe çevresel sürdürülebilirlik açısından temel benzerlik ve farklılıkların ortaya konulmasına yardımcı olacaktır.
Çalışma nasıl yapılacak…
Bu çalışmada çiğ ve pastörize inek sütünden tam yağlı beyaz peynir üretimi gerçekleştiren Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan üç onaya tabi tesis araştırma kapsamında verilerin toplanacağı gıda işletmeleri olacak.
Belirlenen işletmelerde yapılacak YDA çalışmasının ana amacı; üç ayrı peynir işleme tesisinde inek sütünden çiğ ve iki farklı pastörizasyon tekniği ile üretilen tam yağlı beyaz peynirin çevresel etkilerinin sürdürülebilirlik çerçevesinde belirlenmesi için söz konusu peynirlerde ‘beşikten-kapıya’ yaşam döngüsü analizi yapılarak, çiğ sütün birincil üretimden işletme çıkış kapısına kadar olan aşamaları analiz edilecek.
Yem bitkileri üretimi, taşınması, hayvanlara verilmesi, çiğ sütün üretim aşaması, sağılması, depolaması, taşınması, fabrikada depolanması, süte uygulanan ön işlemler, pastörizasyon, standardizasyon, tekrar depolama, beyaz peynir üretimi, olgunlaştırma ve markete taşınması süreçlerindeki karbon emisyonları belirlenecek.
Sistem sınırları olarak beşikten kapıya yaklaşımı ile “süt çiftliklerinden işleme tesisinin çıkış kapısına” kadar ki süreç belirlendi. Belirlenen süt işleme tesislerine çiğ inek sütü tedarik eden çiftlikler “birincil üretici” olarak değerlendirmeye alınacak.
İş akış şemasında ve proseste yer alan tüm ekipmanların elektrik, doğal gaz, kömür vb. enerji kullanım miktarları ile ilgili veriler, günlük üretim kapasitesi, üretim kayıt dokümanları, su kullanım miktarları, ambalaj, alet-ekipman, tanklar ve kapalı sistemin temizliğinde kullanılan temizleme ajanlarının günlük kullanım oranları ile ilgili temizlik malzemesi tedarikçi formları, temizlik kayıt formları, çiğ sütün nakliyesinde kullanılan araçlar ve fabrikaya geliş mesafesi ile ilgili çiğ süt kabul formları, araç dezenfeksiyon formları, elektrik ve su faturaları gibi ilgili tüm kayıt ve dokumanlar işletmelerden temin edilecek.
Araştırmada Yaşam Döngüsü Analizi, envanter analizleri, ürün senaryoları, değerlendirme ve karşılaştırma işlemleri TSE EN ISO 14040 Çevre Yönetimi-Hayat Boyu Değerlendirme serisine uygun olarak üretilmiş olan SimaPro 9.1.1.1 versiyonu Ecoinvent veri tabanı birlikte kullanılacak.
ISO 14040, YDA ile ilgili en ayrıntılı ve güncel bilgilerin yer aldığı, Uluslararası Standartlar Kuruluşu tarafından hazırlanmış ve bütün dünyada benimsenmiş bir standartlar serisi. SimaPro yazılımı ISO 14040’ a uygun olmasının yanı sıra Dünya’ da en fazla kullanılan YDA yazılımı olması, içerdiği veri tabanının ve metotların kalitesi, kullanım kolaylığı gibi özelliklerinden dolayı tercih edildi.
Ayrıca yine aynı anabilim dalında yine bendenizin danışmanlığında Gıda Yüksek Mühendisi Ruhşan Özdemir Çiftçi tarafından yürütülen “İçme Sütlerinde Yaşam Döngüsü” konulu bir başka doktora projesi daha bulunuyor.
Sektörün bilgisine…