Temmuz ayı itibariyle 5.yılını dolduran Baltalı Çiftliğinin Sahibi Funda Özer Baltalı ile hem çiftliği hem de keçi sütünü ve ürünlerini konuştuk.
Food Sektör: Keçi Çiftliğini nasıl kurdunuz?
Funda Baltalı: Yıllardır keçi sütünün faydalarını biliyor, ancak Türkiye’de yüzde yüz keçi sütü ve bu sütten yapılmış lezzetleri bulamamanın sıkıntısını yaşıyorduk. Bu eksikliği gidermek ve Türkiye’yi %100 keçi sütünden yeni lezzetlerle tanıştırmak için 2008 yılının Mayıs ayında Baltalı Çiftliği’ni kurmaya karar verdik. Çocukluğumuzdaki Heidi çizgi filminden hepimizin aşina olduğu, bembeyaz Saanen ırkı keçilerden çiftliğimize 250 adet getirerek yola koyulduk. 2009 yılının Ocak ayı geldiğinde çiftliğimiz tamamlanmış ve ilk yavrularımız doğmaya başlamıştı. 2010 yılında ise çiftliğimiz içinde yer alan Baltalı Mandırası’nın yatırımına start verdik. Ekim 2010’da tamamlanan dünya standartlarındaki mandıramız, Fransız ve Türk uzmanların gözetiminde üretime geçti.
Food Sektör: Kolay olmamıştır her halde?
Funda Baltalı: Tabi her işe yeni başlayanın yaşadığı sıkıntıları yaşadık. Çanakkale bölgesinin ne kadar işe yaramaz hayvanı varsa hepsini hayırlısıyla toplayıp bizim çiftliğe getirdik. İyi niyetle ve bilimsel olarak yaptığımızı düşündüğümüz keçi seçimlerimiz Türkiye’de hayvancılığın önünü de tıkayan kontrolsüz kayıtsız ve bir o kadar da dürüst olmayan sistemin kurbanı olmuştu. Ama biz yılmadık Hollanda’dan bir veteriner getirerek doğal eliminasyon yaptık. Tabiî ki her çalışmamızı çok bilimsel yapmaya çalışıyoruz. Bizde otomasyon sistemi var ve sürü yönetimi programını uyguluyoruz. Onun için hayvanların geçmişlerini çok net takip edebiliyoruz. Böyle eleye eleye hastalıktan ari bir çiftlik oluşturduk. Çiftliğimiz iddia edebilirim ki Türkiye’deki tek hastalıktan ari keçi çiftliğidir. Çünkü 3 ayda bir kan testleri yapıldığı için hayvanlarımızda hiçbir hayvan hastalığı yoktur.
Food Sektör: Keçi sütüne talep nasıl?
Funda Baltalı: Belli bir süt verimine ulaştıktan sonra süt işletmemizi kurarak önce peynir yaparak işe başladık. Sonra da hem günlük cam şişede ve UHT süt üretmeye başladık. Şimdi keçi sütü meselesi çok popüler olunca herkes bu sektöre girmeye çalışıyor. Kolaycı bir millet olduğumuz için biz bir yol açıyoruz, hani trafikte bir ambulans olunca arkasına takılanlar gibi arkamıza takılan insanlar oluyor. Ama bu bir emek ve çalışma işidir. Önce bir çiftliğiniz olacak, sütleri elde edeceksiniz, başka çiftliklere damızlık hayvan vereceksiniz, onların sütlerini 365 gün almayı taahhüt edeceksiniz. Sonra aldığınız sütleri işleyecek ve her Allah’ın günü Türkiye’nin tamamında raflara süt olarak yollayacaksınız. Bu çok basit bir şey değil, iki şişeye süt koydum, kapağı kapattım mantığıyla yürüyecek bir iş değildir. Talep büyümektedir, sağlıklı büyüme için ilkeli dürüst üretim mantığı ile çalışmaktayız.
Food Sektör: Kaç ton süt işliyorsunuz?
Funda Baltalı: Toplam da 5 ton işliyoruz. Ama işletmemiz ise 10 ton süt işleme kapasitesine sahiptir. Kendi çiftliğimizden 1,5 ton, 17 farklı çiftlikten ise 3,5 ton süt alıyoruz. Bizim süt miktarımız hiç düşmüyor. Sütümüz aynı noktada sabit kalıyor, hayvanlarımızı senkronize ediyoruz. Bizde şu anda 600’ün üzerinde sağılan hayvanımız var. Aşağı yukarı 600 civarında hayvanı sağıyoruz. Evet, standardı tutturmaya çalışıyoruz ve her sene de süt aldığımız çiftliklerin sayısını artırarak devam ediyoruz.
Food Sektör: Çiftlik kurmak isteyenlere yardımcı oluyor musunuz?
Funda Baltalı: Günde ortalama 20-25 civarında mail ya da telefon yoluyla çiftlik kurmak isteyenlerden talep geliyor. Her biriyle bizzat ilgileniyoruz. Onları da gruplara ayırdım. Bir, romantik hayallerle bir çiftlik olsun ben içinde yaşayım, şehirde yaşadım çok sıkıldım şeklinde arayanlar. İkinci grup ise, ben emekli oldum işimi kurayım küçük parayla iş yapmak isteyen var. Üçüncü grupta ise, ben yatırım yapmak istiyorum bu şekilde ne yapabilirim diyenler var. Bunların hepsine ayrı ayrı yardımcı oluyoruz. Büyük yatırımcıya diyoruz ki; gelin bizim çiftlik projelerimiz var bunları size verelim nasıl yapıldığı hakkında, damızlık hayvan hakkında yardımcı olalım. Kendi çiftliğimizde bulamasak bile süt aldığımız diğer çiftliklerin hayvanlarından yardımcı oluyoruz. Aşı programlarımızı dahi veriyoruz, yeter ki doğru şekilde işe başlansın.
Food Sektör: Çiftliğinizdeki keçiler saanen mi?
Funda Baltalı: Şimdi bakın saanen bir aldatmaca. Bir tarihte İsviçre’den Türkiye’ye saanen keçileri gelmiş. O tarihten itibaren beyaz keçilerin adı saanen kalmış. Bizim köydeki çobanda her beyaz keçiye saanen demektedir. Yani bence saanen Anadolu’dan alınan hayvanlara iyi beslenme iyi bakım yapılmasıyla ve bazı aşı programıyla 365 gün süt veren bir hayvan ırkıdır. Bunlara saanen yerine ‘Funda’ keçisi de diyebilirsiniz. Şimdi ben bazen süt almaya gidiyorum bakıyorum kapıda kocaman saanen keçisi sütü satılıktır yazıyor. Hangi kayda göre? İnsanlar özellikle keçi sütünde pazarı farklı kullanıyor
Food Sektör: İhracatınız var mı?
Funda Baltalı: Amerika, Kuveyt, Ürdün ve Azerbaycan’a ihracata bu ay başlıyoruz. Bizim uzun ömürlü sütümüz de var. Bizim cam şişede günlük sütümüzde var. Bizim UHT sütümüzün 4 ay raf ömrü var. Biz 5 sene önce bir plan yaptık ve bu plan doğrultusunda çalışmalarımız devam ediyor. Ortalıkta çok gezinmiyor ve bos teneke gibi ses çıkarmıyoruz. İşimizi doğru yapmaya çalışıyoruz. Bu nedenle ulusal çapta Türkiye’nin her yerinde, bakkalında, okul kantininde ve her yerde ürünlerimiz mevcut. Bundan da çok memnunuz ve çok homojen bir dağılımımız var. Telefon veya mail ile sütünüzü bulamıyoruz diyenlerin en yakın bir bakkalına hemen 3 koli süt yolluyoruz ve kişiyi oraya yönlendiriyoruz. UHT sütümüz ve keçi peyniri türlerimiz ile tercih ediliyoruz. Bizim keçi peynirimiz yok satıyor. Tüketici nasıl olsa benim ürünümü alıyor şımarıklığına kapılmıyor her gün kendimizi geliştirmek tüketicimize hizmet ve ürün kalitemizi artırmak için çabalıyoruz.
Food Sektör: Keçi dağlarda beslenen bir hayvan çiftlikte beslemenin dezavantajı oluyor mu?
Funda Baltalı: Ben bu soruya bayılıyorum. Dünyadaki gelişmiş ülkelerin çoğunda meraya salabilirsiniz, hatta Amerika’da elektrikli çitler ile kontrol ediliyor biliyorsunuz. Bunların hepsi mümkündür. Bizde de zaman zaman otoyol kenarında otları yiyen keçileri görünce, olanca kurşun ve ağır metal artıklarının içine geçtiği otları yiyen egzoz kokusu soluyan bunu sütüne geçiren hayvanın sütünün doğal ortamda beslendiğini düşünmenin kendini kandırmak olacağını düşünüyorum. Bir hayvanı doğal veya doğal olmayan diye ikiye ayıran şey bir sağlık koşulları iki yediği yemdir. Hayvanı doğaya salıp Türkiye gibi havadaki, sudaki genelde çevre kirlilik oranı yüksek bir yerdeki suyu içmesi ve oradaki taşı yalaması sıkıntı oluşturur. O zaman böyle bir çiftlikte kontrollü bir ortamda doğal yöntemle yonca yesin doğadaki mineral taşlar yalaması daha doğal bir sonuç verir. Eğer benim hayvanlarımda bir hastalık yoksa mecburi aşı programları dışında hiç aşılamak istemiyorum. Onları doğadaki haliyle bırakmak istiyorum, suni tohumlama yapmıyorum. Hayvan doğada suni tohumlamayla çoğalmıyor.
Food Sektör: Türkiye’de keçi sütü üretimi yeterli midir?
Funda Baltalı: Şimdi Türkiye’de hayvancılığın geneliyle ilgili popülist bir yaklaşım var. Modern olmayan bilinçli yapılmayan verimlilik maliyet dikkate alınmayan hayvancılık artık Türkiye’de de dünyada da mümkün değil. Büyükbaş hayvancılıkta belli bir aşamayı biraz daha geçtiler. Ormanda keçi bakılmaz. Ya da çoban bulamadım hayvancılık ölüyor gibi şeyler yanlış. Sadece büyük çiftlikler yaşasın, küçükler yok olsun mantığı yanlış. Aile işletmesi olursanız ve tipik bir küçük köy evinin bahçesinde hayvancılık yaparsınız, ama kontrollü biçimde olması gerekir. Eğitim ve gelişme esastır.
Food Sektör: Keçiciliğin gelişmesi için neler yapılmalı?
Funda Baltalı: Hastalıklardan ari ırklar ve 365 gün süt verecek türler geliştirmemiz lazım. 160 litre ortalaması olan 4 ay süt verecek, diğer aylar vermeyecek, keçilerle hayvancılık olamaz. Bu olsa olsa ailenin ihtiyacı için olur. Hayvancılığın gelişmesi için zincirin tamamlanması lazım. Hayvana kimler bakacak, elde edilmiş kaliteli sütü bir yerden diğer yere kim sevk edecek, yapılan ürünler nereye satılacak. Bu işi sahtekârlık boyutunda yaparsanız, içinde keçi sütü olmadığı halde keçi sütü diye raflara koyar ve 3 defa bakanlık tarafından toplatılırsanız tüketiciyi küstürürsünüz. O zaman hayvancılık nasıl gelişecek. Anlatabiliyor muyum? Önce hayvana düzgün bakan özen gösteren bir hayvancılık modeli, sonra bunu düzgün pazarlayan bir yapı. Yani herkes düzgün çalışmak zorunda.
Food Sektör: Gıda güvenliği ve hijyeni konusundaki görüşünüz nedir?
Funda Baltalı: Hijyen konusunda insanları eğitmeye çalışıyoruz. 17 çiftlikten süt alıyoruz ve kendi sütümüz dâhil hepsi 7 dakika süren testten geçiyor. Önce koyun sütünü keçiden ayıran testler yapıyoruz ve hastalıklarına dair her şeye bakıyoruz. Kendi özel soğutmalı araçlarımızla işletmemize getiriyoruz. İçeride hijyene çok önem veriyoruz, içeriye ben dahil hiç kimse giremiyor. Çünkü benim portör muayenem yok. En son muayeneyi dün yaptırırsanız içeriye girebilirsiniz, çünkü sütün ömrünü uzatmaya yönelik katkı, koruyucu ve kimyasal kullanmıyoruz.
Food Sektör: Müşterilerinizi ziyaret ediyor musunuz?
Funda Baltalı: Hayvancılığın gelişmesini kendi hayat biçimimden de belli. Ben çok farklı işlerde çalıştım en sonunda bunu yapmaya başladım. Ülkeme çevreme ve coğrafyaya faydalı bir şey yapmaya çalıştım. Benim durumumdaki insanlar internetten bir satış sitesi kurar veya Alsancak’ta bir butik açar ve böyle yaşar. Bizim uzay teknolojisi yaratarak para kazanma ihtimalimiz sıfır. Onun için biz bu sektörlere yoğunlaşmalıyız ama yapacağımız çok işimiz var. Bir kere ben şunu istiyorum benim sütümü peynirimi alan insanlar nerede alıyorlar onları görmek istiyorum. Mağazaları geziyorum. Gittiğim yerlerde bakıyorum. Onun dışında hayvancılık yapmak isteyen her yerden davet alıyorum. Ağrı’dan, Erzurum’dan, Sivas’tan, Adana’dan, Mersin’den, Antep’ten. Gittiğim zaman insanlarla muhakkak görüşüyorum. Hayvancılık zor bir iş. Mesela inşaatta para çok hızlı dönüyor yap sat para hemen dönüyor fakat hayvancılıkta zamana ihtiyaç var. Sabır, özveri gerekli.
Food Sektör: İşkadını olarak Türkiye ekonomisini nasıl görüyorsunuz?
Funda Baltalı: Gelecekten çok ama çok inanılmaz umutluyum. Bir kere Türk kadınlarının çok daha ileride bir pozisyonda olacağına inanıyorum. Bazı hamaset şeyler mesela, erkekler önümüzü tıkamasaydı biz yapacaktık gibi şeylere inanmıyorum. Cesaretle çıkıp yapacaksınız. Ama hiçbir şey yapmayıp sonra çıkıp ben yapacaktım fakat erkekler önümü kesti demeyeceksiniz. Kimse benim önümü kesmiyor diye düşünmüyorum aklından geçirenleri de zaten dikkate alarak enerjimi tüketmiyorum. Sonuçlarına katlandığınız sürece istediğiniz yolda gidebilirsiniz. Ekonomimizin de çok iyi olacağına inanıyorum. Genç nüfusa, ülkenin coğrafyasına çok inanıyorum. Yani genel olarak Türkiye ile ilgili her şeye çok inanıyorum.
Süt
Yayınlanma: 01 Ocak 1970 - 00:33
"Türkiye'de hastalıktan ari tek keçi çiftliğiyiz"
Süt
01 Ocak 1970 - 00:33
İlginizi Çekebilir