Ulusoy Un olarak Türkiye’de ve dünyada sadece un sektörünün değil, unlu mamuller hatta gıda sektörünün de en önemli oyuncularından biri haline gelmeyi hedefliyoruz diyen Ulusoy Un Pazarlama Direktörü Ozan Türk sorularımızı cevapladı.
Food Sektör: Röportaja başlarken kariyer yolculuğunuzla birlikte sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Ozan Türk: Koç Üniversitesi İşletme bölümünü bitirdim. Akabinde Galatasaray Üniversitesi’nde Ekonomi Yüksek Lisansı yaptım. İş hayatına Uno Ekmek’te pazarlama sorumlusu olarak başladım. Sırasıyla ürün müdürlüğü ve ihracat müdürlüğü yaptıktan sonra Komşufırın’da gıda perakendeciliği alanında çalıştım. Unlu mamuller sektöründe 8 yıla yakın çalıştıktan sonra hijyen sektörüne geçerek Hayat Kimya’da çalışmaya başladım. Hayat Kimya’da 7 yıl çalışıp en son global pazarlama müdürlüğü yaptım. Pandemide Evony Maske’nin global lansman projesini aktif olarak yürüten ekipte yer aldım. Ağustos 2022’den beri de Ulusoy Un ve Söke Un pazarlama direktörlüğü görevini yürütmekteyim.
Food Sektör: Ulusoy Un’un hikayesi nedir? Şirketinizin kuruluş sürecinden bahsedebilir misiniz?
Ozan Türk: Ulusoy Un’un hikayesi aslında Ulusoy Un’un Kurucusu ve Onursal Başkanı Fahrettin Ulusoy’un 1969 yılında gıda toptancılığıyla başlayan serüveninin ticari zekası ve girişimcilik cesaretiyle büyümesi ve şu anda Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı olan oğlu Dr. Eren Günhan Ulusoy’un vizyoner bakış açısıyla bugünlere gelme hikayesidir. Ulusoy Un Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi; hububat ve bakliyattan mamul un, irmik, makarna ve bisküvi gibi her türlü gıda maddesinin imalatını, ticaretini, ithalat ve ihracatını yapmak üzere 1989 yılında kurulmuştur. Ulusoy Un’un esas faaliyet konusu, buğday unu, kepek ve diğer yem hammaddelerin üretimi, ticareti, yurt içi ve yurt dışı satışı ile buğday başta olmak üzere çeşitli tahılların yurt içi ve yurt dışı ticaretidir. Ulusoy Un’un yıllık toplam 1,2 milyon ton buğday işleme kapasitesi olan 5 üretim tesisi, 300 bin tondan fazla tahıl stoklama kapasitesine sahip silo, depo ve serbest bölge depoları bulunmaktadır. Ulusoy Un, 1995 yılında ihracata başlamış ve bugüne kadar 92 ülkeye un ihracatı gerçekleştirmiştir. 20 Kasım 2014 tarihinde Ulusoy Un halka arz olmuş ve hisseleri Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlamıştır. 27 Şubat 2015 tarihinde, şirketimize yüzde 100 oranında bağlı ortaklığı olarak kurulan, Ulidaş Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Anonim Şirketi ile tarım sektörünün geleceği olarak değerlendirebileceğimiz Lisanslı Depoculuk sistemine yatırım yapılmıştır. Ulusoy Un bugün 5 üretim tesisiyle Türkiye’nin en büyük un üreticisi, 4. büyük gıda şirketi ve en bilinen ve lider un markası Söke’nin sahibi olan 90’dan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren, İSO, TİM, birçok STK ve yayın kuruluşu tarafından Türkiye’nin öncü gıda firmalarından biri olarak gösterilen bir kurum haline gelmiştir.
Food Sektör: Türkiye’deki ve dünyadaki un sektörü hakkında okuyucularımıza neler aktarabilirsiniz?
Ozan Türk: Un, binlerce yıldır insanlığın en önemli besin kaynaklarından biridir. Bundan dolayı da en zor dönemlerde, pandemide ve Rusya – Ukrayna savaşında hep birinci gündem maddesi haline gelmiştir. O yüzden un sektörünün öneminin hiçbir zaman azalmayacağını düşünüyorum. Un sektörü, dünyada en aktif ve en önemli sektörlerde birisidir. Bu yıl da yine 3 milyon tonun üzerinde bir ihracat bekleniyor ve Türkiye, geçtiğimiz 8 yılda olduğu gibi yine dünyanın un ihracat şampiyonu olacaktır. Hane geliriyle birlikte tüketim tercihlerinin yön verdiği un sektörü, gıda güvenliğinin oldukça ön planda olduğu bu dönemde arz konusunda en dikkat edilmesi gereken ürünün üretimini sağlamaktadır. Türkiye bu alanda hem üretim ve tüketim hem de ürünün ticaretinde dünyanın önde gelen ülkelerindendir. Kişi başı ortalama 160 kilogram yıllık tüketimle soframızdaki yeri oldukça sağlam olan un ve unlu mamuller, yurt dışı ticarette de önemli bir yere sahip. Tabii insanların artan yaşam kalitesine paralel beslenme istekleri ve sağlık kaygılarına istinaden un sektörünün de değişmesine ve gelişmesine ihtiyaç var. Biz önümüzdeki dönemde insanların sağlıklı beslenmesine yönelik inovasyon çalışmalarına hız vermeyi kendimize hedef belirledik. Yüksek lifli, yüksek proteinli, temiz etiketli ürün çalışmalarımızla Türkiye’de un ve unlu mamuller sektörünün gelişmesine katkıda bulunmaya devam edeceğiz.
Food Sektör: Sektörde oldukça önemli bir yere sahip olduğunuz bilinen bir gerçek. Geniş ve çeşitli ürün yelpazenizde özellikle Horeca sektörüne yönelik ürün ve çalışmalarınızı biraz detaylandırabilir misiniz?
Ozan Türk: Biliyorsunuz Söke Türkiye’nin en bilinen ve pazar lideri un markası. Söke’nin bilgi birikimini kullanarak Horeca sektör profesyonellerine Söke Profesyonel markalı ürünlerimizle çözümler üretiyoruz. Yıllardır Horeca profesyonelleri tek bir un çeşidiyle birçok ürün hazırlamaya alışmışlar. Ancak bu doğru bir yöntem değil. Nihai üründe en iyi performansı yakalamak için her ürün için tek bir un çeşidi değil, her unlu mamul için doğru unu kullanmak gerekiyor. Söke Profesyonel’in geniş bir ürün portföyü var ve ustalarımızın her çeşit unlu mamul için en iyi performansı yakalaması adına en doğru unu kullanmalarına olanak sağlıyoruz. Ayrıca ülke çapındaki demo ustası ekibimizle ürünle ilgili her konuda destek sağlamaya çalışıyoruz.
Food Sektör: Kısa bir süre önce Söke Un’u da satın alarak dikkat çekici bir gelişmeye imza attınız. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Ozan Türk: Ulusoy Un özellikle B2B ve ihracat tarafı çok gelişmiş bir şirket. Bu kanallarda belirli bir büyüklüğe ulaşılınca artık bir perakende markasıyla hizmet verilen kanal yapısı tamamlanmak istendi. Unlu mamuller sektörüne buğday tanesinden başlayıp pişmiş ürüne kadar giden bir değer zinciriyle her alanda hizmet verilebilecek bir yapı kurulması hedeflendi. Söke Un da bu amaca en iyi hizmet edebilecek çok kıymetli bir şirket. Satın almayla birlikte hem Söke Un, Ulusoy Un’un ticari büyüklüğünden ve buğday tedariği gücünden faydalanmış oldu hem de Ulusoy Un Söke’nin perakendedeki marka gücünden faydalandı. Zaten tüketicilerin bu yapıyı ne kadar kıymetli bulduklarını Söke Un’un halka arzında kırılan rekordan da anlayabiliyoruz.
Food Sektör: Son olarak, Ulusoy Un’un gelecek planlarından bahsedebilir misiniz?
Ozan Türk: Ulusoy Un olarak Türkiye’de ve dünyada sadece un sektörünün değil, unlu mamuller hatta gıda sektörünün de en önemli oyuncularından biri haline gelmeyi hedefliyoruz. Bu yıl içinde grubumuzun Ar&Ge merkezini kuruyoruz. Hedefimiz farklı ürün kategorilerine ve Ar&Ge’ye yatırım yaparak inovasyonla büyümek ve 2029’da Türkiye’nin en büyük tarımsal gıda şirketi, 2039’da da Dünya’nın en büyük un ve unlu gıda şirketlerinden biri haline gelmek istiyoruz.