Üçüncü kuşak lokantacılık yapan bir ailenin çocuğuyum diyen Aykut Yenice; “Lokantacılıkta dedem Mehmet efendi, sonra babam İsmet usta ile devam eden bir ailenin temsilcisiyim. 2002 yılında İzmir Lokantacılar Odası Başkanlığına ve 2010 yılında Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanlığına seçildim. 2014 yılında üyelerimizin takdiri ile tekrar başkan seçildim. Lokantacılığın içinden geliyorum. Lokantacılar ve pastacıların sorunların çözümü için uğraşıyorum. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından denetlenen bir federasyonuz.”dedi.
Birçok gelenek ve görenek gibi Türk Mutfağının da zamanın şartlarına yenik düşmeye başladığını söyleyen Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Aykut Yenice; “Türkler mutfak kültürünü her geçen gün kaybetmektedir. Yabancı mutfaklara özenti ve çeşitli nedenlerden dolayı Türk mutfağı fastfood adı verilen ayaküstü hazır gıdalara yenik düşmek üzere. Bunun çok çeşitli sıkıntılar doğuracağının bilinmesini istiyorum. Çağın en büyük hastalıkları arasında yer alan obezitenin temel nedenlerinden biri ayaküstü yenen fastfood tarzı gıdalardır. Türk kadının iş hayatına atılması ve yoğun çalışma temposu önemli bir kültürü ortadan kaldırmaya başladı. Artık ne anneler kızlarına, ne de kaynanalar gelinlerine çok önemli bulduğumuz damak tatlarını aktaramaz oldu. Dünyada İtalyan ve Fransız mutfağının bir numara olmasının en önemli nedeni devlet denetiminde olmasıdır. Vakit geç olmadan Türk mutfağı da devlet denetimine alınmalıdır. Bir patlıcan musakka lokantalarda 5 ayrı isimle satılıyorsa bizim mutfağımızda sıkıntılar var demektir.” dedi.
“Herkes lokantacı olamaz”
Herkes lokantacı olamaz diyen Aykut yenice; “Birçok esnafın birlikte karma kayıt olduğu odalar sektörün ana sorunlarından biridir. Biz ihtisas odasıyız ve bizim sektörde ustalık belgesi ile çalışılması zorunludur. ‘Hayat durur, boğaz durmaz’ mantığı ile herkes lokantacı oluyor. Lokantacılık kolay iş değil. Altı ay bulaşıkçılık yapan insanlar lokantacı olursa bu sektörde sıkıntı bitmez. Esnaf odasına kayıtlı olanlar mecburen ustalık belgesi ile lokanta açarken, farklı meslek odalarına kayıt yaptırıp bu işi yapanlar mevcuttur. Bu da bizim kontrolümüz dışında olmaktadır.”şeklinde konuştu.
“Gastronomi turizmi önemli”
Türk mutfağını yaşatmak istediklerini belirten Yenice; “Türk mutfağının dünyada saygın bir yeri olmasına rağmen, bu saygınlık sistem hataları yüzünden sıkıntıya girmiştir. Pek çok ülkede gastronomi turizmi diye bir turizm mevcuttur. 2023 yılında 50 milyon turist bekliyorsak mutfak turizmine önem vermeliyiz. Mutfak sektörünün Türk turizmine katkısını en iyi şekilde Gaziantep’te görmekteyiz. Gaziantep’te ilk beşe giren vergi rekortmeni bir lokantadır. Turist otobüsleri meşhur lokanta İmam Çağdaş’ın önünde sıra oluşturmaktadır. Her yöre geleneksel yemeklerine sahip çıkarsa turizmi de artırır. Geleneksel lokantacılar ölene kadar yemek tezgahının arkasında olurdu. Ama günümüzde her yer dönerci ve hamburgerci oldu.”şeklinde konuştu.
“Mutfak kültürü devlet politikası olmalıdır”
Günümüzde Fransa’da mutfak kültürü devlet politikası olarak yürütülmektedir diyen Aykut yenice; “Ülkemizde de gastronomi faaliyetleri yapılıyor. Ama yabancı şeflerle yapılan bu faaliyetler ülkemiz mutfağına zarar veriyor. Buna maalesef ülkemiz üniversiteleri de alet oluyor. Türk mutfağı esnaf lokantaları ile vardır. Şov amaçlı yabancı mutfak hayranlığı Türk mutfağına zarar vermektedir. Günümüzde Fransa da mutfak kültürü devlet politikasıdır. Bugün ülkemizde aynı yemeğin pek çok adı vardır. Bunu teke düşürüp politikalar belirlemeliyiz. Bizim federasyon olarak denetleme yetkimiz olması lazım. 415 meslek dalına hitap ediyoruz ve 3000 oda ile her il ve ilçede varız. İki buçuk milyon üyesi olan bir meslek örgütüyüz.”dedi.
“Ekmek israfı önlenmeli”
Güvenli gıdanın önemli olduğunu söyleyen Yenice sözlerini şöyle sürdürdü; “Güvenli gıdaya en yakın birim lokantalardır. Allah’ın bize verdiği bu güzellikleri israf etmeyelim. Ekmek israfını önlemek amacıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile birlikte kampanya yapıyoruz. Önceki kampanyada 2.8 milyon dolar ekmekten tasarruf sağlandı. Yeni kampanyanın da başarılı olacağına inanıyorum. Yarım ekmek-ayran 1 TL olamaz kampanyası ile yola çıktık. Lokantacılar sadece geleneksel yemekler yapardı. Dönerci döner, pideci pide yapardı. Ama şimdi herkes her şeyi yapıyor. Ege Bölgesi yemek kültürü için oldukça elverişlidir. Her türlü ot ve gıdanın yetiştiği bölgemiz çok değerlidir. Ama maalesef İzmir Kemeraltı’nda geleneksel yemek yapan beş firmadan fazla lokanta gösteremezsiniz.”