Bu yatırımla kaşar olgunlaştırma ve paketleme odalarına soğutma ve iklimlendirme imkanı kazandırılmıştır diyen İbrahim Sütçü; “Bu proje ile üretim prosesinin başından depolama aşamasına kadarki sürecin tamamında pastörize edilmiş soğuk sıcak havalandırma sistemi kurularak ortamda yaşayan küf maya gibi bakterilerin ürüne bulaşma riski ortadan kaldırılmıştır. Yeni fabrika binasına yapılan şoklama ve dondurma odaları ile blok ve rendelenmiş mozzarella peynirleri donuk olarak piyasaya sunulmaya başlamıştır. Ayrıca donuk zincirin son noktaya kadar kırılmaması için frigofirik araç filomuz arttırılmıştır. Gıda güvenliğinin en üst seviyeye çıkartılabilmesi için de labaratuarımız modern cihazlarla donatılmış ve paketlenen ürünün depomaya gitmeden önce metal dedektörleri ile son kontrolunun yapılması sağlanmıştır.”dedi.
Üç kuşak deneyimi barındıran ve son 25 yıldır sadece kaşar peyniri ve bu peynirin familyasını üreten Sütçüoğlu, yaptığı bu yatırımla bölgesinde kaşar peyniri ve mozzarella peynirini en gelişmiş teknoloji ile üreten ustalığını modern makinalarla birleştiren bir firma oldu. Bu yatırımla Sütçüoğlu butik üretim yapan firmalar arasında bir adım daha öne çıkarak pazarda markasını tanınır hale getirdi. Sütçüoğlu’nun Doğal ve klasik kaşar peynir üretim felsefesini hiçbir zaman büyümeyle değişmeyeceğini belirten ibrahim Sütçü, hedeflerinin her zaman butik üretim olduğunu böylelikle hiçbir zaman özellikle kaşar peyniri üretiminde kullanılan ve ithalatı serbest katkı maddelerinin fabrikalarına girmeyeceğini belirterek sözlerini söyle sürdürdü; “Ayrıca firmamızın yaptığı yatırımlardaki hedefi her zaman kalite ve gıda güvenliğine yöneliktir. Üretim prosesi de bu yöndedir. Şirketimizde 2 gıda mühendisi 1 süt teknolji mühendisinin dahil olduğu 6 kişilik bir teknik kadro çalışmaktadır. Toplam istihdamın 30 kişi olduğu düşünüldüğünde bu durum oldukça yüksek bir beyaz yakalı uzman çalışan oranına karşılık gelmektedir. Bunların sonucunda da şirketimiz farklı pazarlarda doğal ve kaliteli ürünlere önem veren yeni müşterilerle karşılaşmaktadır.”
Sütçüoğlu’nun son iki yılda üç yeni yatırım yaptığını bu yatırımlarla AB Standartlarına ulaştıklarını ve Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yapabileceklerini belirten İsmail Sütçü, 2014 yılı hedeflerinin içinde ihracat da olduğunu belirterek; “Bunun yanında başta İstanbul olmak üzere yurdumuzun diğer bölgelerinde de satış ağı kuracağız. Kaşar, mozzarella peynirlerini blok, rendelenmiş, küp şerit ve dilim formlarında Ege Bölgesi dışında da piyasaya sunacağız. Bölgede 30 km çapından inek ve manda sütlerini soğuk zincirle tesisimize getiriyoruz. Özellikle ülkemizde belli başlı yerlerde yetişen nesli tükenmeye başlamış manda sütlerini de üretimimizde kullanıyoruz. Fabrikaya gelen sütlerin kalite mühendisi tarafından analizleri yapıldıktan sonra prosese gönderiyoruz. Sütün toplanmasından ürünün nihai tüketiciye ulaşana kadar ki süreçte soğuk zinciri kırmıyoruz ve böylelikle nefaseti ve gıda güvenliği yüksek doğal ve kaliteli ürünleri piyasaya sunuyoruz. Hammadenin tedariğine ve doğallığına önem veren firmamız ürünlerini tam yağlı işlemektedir. Peynir altı suyundan tereyağı ve lor da üretiyoruz. Özellikle doğallığı tartışılan ve ithal edilerek bildiğimiz tadı ve nefaseti unutulan tereyağını klasik usulde ve peynir altı suyundan üretiyoruz ve piyasadan son derece olumlu tepkiler alıyoruz.”şeklinde konuştu.
Atadan peynirci olduklarını ve yapılan yatırımlarla ürün gamını geliştirdiklerini söyleyen İbrahim Sütçü; “Piyasadaki kaşar peyniri kahvaltıda, büfede, pizzada, yemeklerde her yerde kullanılır imajını değiştirerek müşterilerilerimizin kullanım alanlarına göre üretim yapıyoruz. Kahvatı, büfe, pizza, kumru için ayrı ayrı üretim yapıyoruz ve böylelikle kaşar peyniri üretiminde piyasaya bir yenilik getirdik. Hedefimiz, büyük sanayileşme değil sadece kaşar peynir familyasında butik üretim yapmaktır. Sanayileştiğimizde doğal ve klasik üretimden uzaklaşmak zorunda kalacağız ve ürün çeşidini arttırdığımızda da kaşar peyniri üretimindeki kaliteyi ve gelişimi kaybedeceğimiz için böyle bir hedefimiz yoktur. Amacımız süt sektörünün liderleri ile yarışmak değil kaşar peynirini klasik ve doğal şekilde üreten firmaların lideri olmaktır.”dedi.
Klasik ve doğal peynir ülkesi olmamıza rağmen giderek doğal üretimden uzaklaşıldığını, doğal peynirin tadını bilmeyen bir nesil yetişdiğini, özellikle kaşar peyniri üretiminde bunun çok daha fazla yapıldığını, eritme peyniri yapılarak kaşar peyniri adı altında satıldığını, bizim gibi doğal üretim yapan firmaların ne yazık ki kendilerini ispatlamak zorunda kaldığını, haksız rekabet oluştuğunu belirten İsmail Sütçü özellikle kaşar peyniri üretiminde yeni bir tebliğ çıkartılarak eritme peyniri kimyasalları kullanılarak yapılan ürünlerin eritme peyniri etiketi ile satılması, kaşar peyniri etiketi ile satılmamasının sağlanması gerekmektedir dedi. Ayrıca bunların yanında 1 kg kaşar peynirinin 10 – 11 litre sütten elde edildiğini bu konuda kamu spotları ile tüketicilerin aydınlatılması gerektiğini belirtti. Hatta bazı zamanlarda bizim toptan satış fiyatımızın marketlerdeki perakende fiyatlarına eşdeğer bazen de altında kalması sanırım bunu en iyi şekilde açıklayacaktır. diyerek sözlerini bitirdi.
Bizler bu aile şirketinin 3. Kuşak temsilcileriyiz diyen İbrahim Sütçü sözlerini şöyle sürdürdü; “Bizden önceki kuşaklarda firmamızı bugünlere taşıyan büyüklerimizi ve hepimizin ustası başta dürüstlük olmak üzere ondan çok şey öğrendiğimiz babamız Orhan Sütçü'yü rahmet ve şükranla anıyor bizlerden sonra şirketimizi diğer kuşaklara taşıyacak çocuklarımıza başarılar diliyoruz.”