Paydaşlarımız, bitki bazlı gıdaların üretimini yapan ve destekleyen, ürün portföyündeki payının artırılmasını benimseyen ulusal ve uluslararası şirketler, start-up’lar gibi kurum ve kuruluşlardan oluşuyor diyen BİTKİDEN Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akdağ sorularımız cevapladı.
Food Sektör: BİTKİDEN’in hikayesinden bahsederek, yol haritası hakkında bilgi verir misiniz?
Ebru Akdağ: Bitki Bazlı Gıdalar Derneği’ni (BİTKİDEN), toplum sağlığını ve dünyamızın geleceğini ilgilendiren konularda daha kapsayıcı bir oluşum yaratma, paydaşlarla işbirlikleri geliştirme ve geleceğin gıdalarını topluma doğru anlatma gibi amaçlarla hayata geçirdik. 27 Aralık 2022 itibarıyla Bitki Bazlı Gıdalar Derneği adı altında başladığımız faaliyetlerimiz kapsamında, sürdürülebilir bitki bazlı beslenme sistemine katkı sağlayan tüm paydaşları çatımız altında toplayarak bitki bazlı gıdalara yönelik dönüşüme öncülük etmeye başladık. Paydaşlarımız, bitki bazlı gıdaların üretimini yapan ve destekleyen, ürün portföyündeki payının artırılmasını benimseyen ulusal ve uluslararası şirketler, start-up’lar gibi kurum ve kuruluşlardan oluşuyor. Vizyonumuz; insanlara ve gezegenimize fayda sağlamak adına sürdürülebilir bitki bazlı gıda sistemi dönüşümüne öncülük etmek iken; misyonumuz ise; bitki bazlı gıdaları sürdürülebilir gıda sistemlerinin merkezine yerleştirmek; bitki bazlı gıdalara yönelik bilimsel araştırmaları, inovasyonu ve dönüşümü ilerletmek hedefiyle ilgili paydaşlarla beraber çalışmak.
Food Sektör: BİTKİDEN çatısı altındaki hedef ve ilkelerinizden bahseder misiniz?
Ebru Akdağ: Tüketicilerde ilgi ve farkındalık yaratmayı, ilgili politikalara yön vermeyi, çatımız altındaki paydaşları bitki bazlı gıdalara yönelik bilimsel araştırmalar ve inovasyon yapmaları için teşvik etmeyi hedefliyoruz. Toplum sağlığını ve çevreyi ilgilendiren konularda daha vizyoner bir oluşum yaratmak amacıyla; Uluslararası Bitki Bazlı Gıdalar Çalışma Grubu (IPBFWG) ve Avrupa Bitki Bazlı Gıdalar Birliği’nin (EAPF) üyesi olarak küresel bir bilgi birikimiyle yolculuğumuza başladık. Hedefimiz; bitki bazlı gıdaları sürdürülebilir ve bilimsel bir yaklaşımla gıda sistemi dönüşümünün odağına almak. Bitki bazlı gıdaların önemini anlatmak ve güvenilirliğini artırmak adına farklı disiplinlerden uzman isimleri bir araya getirerek çok yönlü bir bilim kurulu kurmaya hazırlanıyoruz. BİTKİDEN olarak, finans kurumlarıyla sürdürülebilirlik adına iş birlikleri yapmayı ve start-up girişimlere yol gösterici olmayı amaçlıyoruz. Dürüst rekabet, bilime dayalı tarafsızlık, hedeflere yönelik ortak hareket, toplum yararına hizmet ile yenilikçi ve etkili çözüm arayışı temel ilkelerimizi oluşturuyor.
Food Sektör: Bitki bazlı beslenme neden önemli?
Ebru Akdağ: Sağlıklı bir yaşam tarzının parçası olarak ağırlıklı olarak bitki bazlı, düşük tuz, düşük doymuş yağ ve düşük ilave şeker içeren bir diyet önerilmektedir. Bu tür diyetler yaygın olarak daha düşük erken ölüm riskiyle ilişkilidir ve bulaşıcı olmayan hastalıklara karşı koruma sağlamaktadır. Bitki bazlı diyetler, yalnızca insan sağlığını iyileştirmekle kalmayıp, aynı zamanda iklim değişikliğinin etkilerini de azaltma potansiyeline sahiptir. Meyve ve sebzeler, tahıllar, baklagiller, kabuklu yemişler ve tohumlar gibi bitkisel gıdaların üretimi, düşük sera gazı emisyonları üretmektedir. Bitki bazlı beslenmeye geçiş, biyolojik çeşitlilik kaybını önlemeye de yardımcı olabilir. Beslenme modellerindeki bu değişiklik, otlatmak ve mahsul yetiştirmek için gereken arazi miktarını azaltarak, tarım için küresel arazi kullanımını önemli ölçüde azaltabilir. Bitki bazlı gıdaların hem insan hem de gezegen sağlığı için faydaları vardır. Sonuç olarak, önemli kanıtlar, popülasyonların hayvansal ürünlerin alımını azaltan veya ortadan kaldıran ve insan, hayvan ve çevre sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini en üst düzeye çıkaran sağlıklı bitki bazlı diyetlere doğru kaymasını desteklemektedir.
Food Sektör: Bitkisel bazlı gıdaların Türkiye ve dünyadaki tüketim oranlarının geldiği son duruma dair değerlendirmede bulunur musunuz?
Ebru Akdağ: Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), Değerlendirme Raporlarında iklim değişikliğinin etkisiyle dünyada su kıtlıklarının ve kuraklıkların artacağını, tarımsal verimliliklerin düşeceğini, gıda fiyatlarında dünya genelinde %85’e varan artışların gerçekleşebileceğini ortaya koymuştu. BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) aylık küresel gıda fiyatları endeksi raporlarına bakıldığında da gıda fiyatlarının şimdiden rekor seviyelere geldiğini görüyoruz. Tüm bunlara ek olarak sürdürülebilirlik ve sağlıklı yaşam konularındaki bilincin yükselişine paralel olarak bitki bazlı gıdalara yönelik ilgi hızla artıyor. Türkiye’de ise tüketicilerin yüzde 28’inin beslenme biçimini fleksitaryen olarak tanımladığı görülüyor. Türkiye’de bitki bazlı gıdalara yönelik çeşitlilik henüz ABD ve AB’deki seviyelere ulaşmış değil, ancak bu pazarın ve tüketici taleplerinin artması bekleniyor. Tüketici margarin pazarı 2022 Aralık ayında tereyağı fiyatlarında yaşanan gelişmeler ve bitki bazlı gıdalara yönelimlerin sonucunda bir önceki aya göre tonajda %7,5’lik büyüme göstermiş durumda.
Food Sektör: Bitki bazlı gıdalarda bizi nasıl bir gelecek bekliyor?
Ebru Akdağ: Genel olarak, bitki bazlı gıdaların yaygınlaşmasıyla birlikte gıda sektöründe büyük bir dönüşüm beklenmekte. Bu dönüşüm, ürün çeşitliliği, tedarik zinciri dönüşümü, perakende stratejileri ve pazarlama, restoran ve gıda hizmetleri gibi alanlarda değişikliklerin ortaya çıkmasına yol açacaktır. Bu süreçte, tüketicilerin tercihleri ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımlar büyük bir etkiye sahip olacaktır. İşte bu alanda görülebilecek gelişmelerden bazılarını şu şekilde ön görüyoruz:
- Bitki Bazlı Et Alternatifleri: Bitki bazlı et alternatifleri, etin tat ve doku özelliklerini taklit eden bitkisel tabanlı ürünlerdir. Bugünün popüler bitki bazlı burgerleri ve köfteleri gibi ürünler, gelecekte daha fazla çeşitlilik ve geliştirilmiş lezzetlerle karşımıza çıkabilir. Örneğin Türkiye özelinde geleneksel tatlarda bitkisel çiğ köfte, pastırma, sucuk alternatiflerini de görülebilir.
- Bitki Bazlı Süt Alternatifleri: Geleneksel süt alternatifleri olan badem, soya ve hindistancevizi bazlı içecekler gibi ürünler, gelecekte daha fazla bitki bazlı süt alternatifi seçeneğiyle genişleyebilir. Bezelye, fındık, susam gibi farklı bitkilerden elde edilen süt alternatifleri popülerlik kazanabilir.
- Bitki Bazlı Deniz Ürünleri: Denizel kaynakların korunması ve balıkçılık endüstrisinin sürdürülebilirliği için bitki bazlı deniz ürünleri, gelecekte büyük bir potansiyele sahip olabilir. Bitki bazlı karides, istiridye ve diğer deniz ürünleri alternatifleri, hem tüketici taleplerini karşılamak hem de deniz kaynaklarını korumak için önemli bir rol oynayabilir.
- Bitki Bazlı Peynir ve Yoğurt: Geleneksel peynir ve yoğurt alternatiflerine ek olarak, bitki bazlı peynir ve yoğurt çeşitleri geliştirilebilir. Aslında ülkemizde geçtiğimiz dönemde peynirin bitkisel alternatifleri inanılmaz bir ivmeyle büyümekteydi. Ancak regülasyonların eksikliği nedeniyle bunların yasaklanması dolayısıyla bu alanda hem bir durgunluk hem de büyük bir ihtiyaç yaşanmaktadır. Bezelye proteini, badem, fındık ve hindistancevizi gibi bitkilerden yapılan peynir ve yoğurt alternatifleri gelecekte daha geniş bir pazar payına sahip olacaktır.
- Bitki Bazlı Tatlılar ve Atıştırmalıklar: Bitki bazlı tatlılar ve atıştırmalıklar da gelişen bir alandır. Örneğin, çikolata, dondurma ve kurabiye gibi ürünlerde bitki bazlı alternatiflerin daha fazla çeşitlilik sunması beklenebilir.
- Yenilikçi Bitki Bazlı Ürünler: Gelecekte, bitki bazlı gıda alanında sürekli bir inovasyon olacağı öngörülmekte. Mikroorganizmaların ve alglerin kullanımı, biyoteknoloji ve yapay et üretimi gibi yeni teknolojiler, bitki bazlı gıda sektöründe daha yenilikçi ve ilgi çekici ürünlerin ortaya çıkmasını sağlayabilir.
Elbette bunlar sadece bazı örnekler ve bitki bazlı gıda alanında daha birçok ürün ve ürün grubunun gelecekte ortaya çıkması bekleniyor. Bu trend, sağlık, çevresel etkiler ve sürdürülebilirlik konularındaki artan farkındalıkla birlikte, bitki bazlı gıdaların popülaritesinin ve çeşitliliğinin artacağını gösteriyor.
Paydaşlarımız, bitki bazlı gıdaların üretimini yapan ve destekleyen, ürün portföyündeki payının artırılmasını benimseyen ulusal ve uluslararası şirketler, start-up’lar gibi kurum ve kuruluşlardan oluşuyor diyen BİTKİDEN Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akdağ sorularımız cevapladı.
Food Sektör: BİTKİDEN’in hikayesinden bahsederek, yol haritası hakkında bilgi verir misiniz?
Ebru Akdağ: Bitki Bazlı Gıdalar Derneği’ni (BİTKİDEN), toplum sağlığını ve dünyamızın geleceğini ilgilendiren konularda daha kapsayıcı bir oluşum yaratma, paydaşlarla işbirlikleri geliştirme ve geleceğin gıdalarını topluma doğru anlatma gibi amaçlarla hayata geçirdik. 27 Aralık 2022 itibarıyla Bitki Bazlı Gıdalar Derneği adı altında başladığımız faaliyetlerimiz kapsamında, sürdürülebilir bitki bazlı beslenme sistemine katkı sağlayan tüm paydaşları çatımız altında toplayarak bitki bazlı gıdalara yönelik dönüşüme öncülük etmeye başladık. Paydaşlarımız, bitki bazlı gıdaların üretimini yapan ve destekleyen, ürün portföyündeki payının artırılmasını benimseyen ulusal ve uluslararası şirketler, start-up’lar gibi kurum ve kuruluşlardan oluşuyor. Vizyonumuz; insanlara ve gezegenimize fayda sağlamak adına sürdürülebilir bitki bazlı gıda sistemi dönüşümüne öncülük etmek iken; misyonumuz ise; bitki bazlı gıdaları sürdürülebilir gıda sistemlerinin merkezine yerleştirmek; bitki bazlı gıdalara yönelik bilimsel araştırmaları, inovasyonu ve dönüşümü ilerletmek hedefiyle ilgili paydaşlarla beraber çalışmak.
Food Sektör: BİTKİDEN çatısı altındaki hedef ve ilkelerinizden bahseder misiniz?
Ebru Akdağ: Tüketicilerde ilgi ve farkındalık yaratmayı, ilgili politikalara yön vermeyi, çatımız altındaki paydaşları bitki bazlı gıdalara yönelik bilimsel araştırmalar ve inovasyon yapmaları için teşvik etmeyi hedefliyoruz. Toplum sağlığını ve çevreyi ilgilendiren konularda daha vizyoner bir oluşum yaratmak amacıyla; Uluslararası Bitki Bazlı Gıdalar Çalışma Grubu (IPBFWG) ve Avrupa Bitki Bazlı Gıdalar Birliği’nin (EAPF) üyesi olarak küresel bir bilgi birikimiyle yolculuğumuza başladık. Hedefimiz; bitki bazlı gıdaları sürdürülebilir ve bilimsel bir yaklaşımla gıda sistemi dönüşümünün odağına almak. Bitki bazlı gıdaların önemini anlatmak ve güvenilirliğini artırmak adına farklı disiplinlerden uzman isimleri bir araya getirerek çok yönlü bir bilim kurulu kurmaya hazırlanıyoruz. BİTKİDEN olarak, finans kurumlarıyla sürdürülebilirlik adına iş birlikleri yapmayı ve start-up girişimlere yol gösterici olmayı amaçlıyoruz. Dürüst rekabet, bilime dayalı tarafsızlık, hedeflere yönelik ortak hareket, toplum yararına hizmet ile yenilikçi ve etkili çözüm arayışı temel ilkelerimizi oluşturuyor.
Food Sektör: Bitki bazlı beslenme neden önemli?
Ebru Akdağ: Sağlıklı bir yaşam tarzının parçası olarak ağırlıklı olarak bitki bazlı, düşük tuz, düşük doymuş yağ ve düşük ilave şeker içeren bir diyet önerilmektedir. Bu tür diyetler yaygın olarak daha düşük erken ölüm riskiyle ilişkilidir ve bulaşıcı olmayan hastalıklara karşı koruma sağlamaktadır. Bitki bazlı diyetler, yalnızca insan sağlığını iyileştirmekle kalmayıp, aynı zamanda iklim değişikliğinin etkilerini de azaltma potansiyeline sahiptir. Meyve ve sebzeler, tahıllar, baklagiller, kabuklu yemişler ve tohumlar gibi bitkisel gıdaların üretimi, düşük sera gazı emisyonları üretmektedir. Bitki bazlı beslenmeye geçiş, biyolojik çeşitlilik kaybını önlemeye de yardımcı olabilir. Beslenme modellerindeki bu değişiklik, otlatmak ve mahsul yetiştirmek için gereken arazi miktarını azaltarak, tarım için küresel arazi kullanımını önemli ölçüde azaltabilir. Bitki bazlı gıdaların hem insan hem de gezegen sağlığı için faydaları vardır. Sonuç olarak, önemli kanıtlar, popülasyonların hayvansal ürünlerin alımını azaltan veya ortadan kaldıran ve insan, hayvan ve çevre sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini en üst düzeye çıkaran sağlıklı bitki bazlı diyetlere doğru kaymasını desteklemektedir.
Food Sektör: Bitkisel bazlı gıdaların Türkiye ve dünyadaki tüketim oranlarının geldiği son duruma dair değerlendirmede bulunur musunuz?
Ebru Akdağ: Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), Değerlendirme Raporlarında iklim değişikliğinin etkisiyle dünyada su kıtlıklarının ve kuraklıkların artacağını, tarımsal verimliliklerin düşeceğini, gıda fiyatlarında dünya genelinde %85’e varan artışların gerçekleşebileceğini ortaya koymuştu. BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) aylık küresel gıda fiyatları endeksi raporlarına bakıldığında da gıda fiyatlarının şimdiden rekor seviyelere geldiğini görüyoruz. Tüm bunlara ek olarak sürdürülebilirlik ve sağlıklı yaşam konularındaki bilincin yükselişine paralel olarak bitki bazlı gıdalara yönelik ilgi hızla artıyor. Türkiye’de ise tüketicilerin yüzde 28’inin beslenme biçimini fleksitaryen olarak tanımladığı görülüyor. Türkiye’de bitki bazlı gıdalara yönelik çeşitlilik henüz ABD ve AB’deki seviyelere ulaşmış değil, ancak bu pazarın ve tüketici taleplerinin artması bekleniyor. Tüketici margarin pazarı 2022 Aralık ayında tereyağı fiyatlarında yaşanan gelişmeler ve bitki bazlı gıdalara yönelimlerin sonucunda bir önceki aya göre tonajda %7,5’lik büyüme göstermiş durumda.
Food Sektör: Bitki bazlı gıdalarda bizi nasıl bir gelecek bekliyor?
Ebru Akdağ: Genel olarak, bitki bazlı gıdaların yaygınlaşmasıyla birlikte gıda sektöründe büyük bir dönüşüm beklenmekte. Bu dönüşüm, ürün çeşitliliği, tedarik zinciri dönüşümü, perakende stratejileri ve pazarlama, restoran ve gıda hizmetleri gibi alanlarda değişikliklerin ortaya çıkmasına yol açacaktır. Bu süreçte, tüketicilerin tercihleri ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımlar büyük bir etkiye sahip olacaktır. İşte bu alanda görülebilecek gelişmelerden bazılarını şu şekilde ön görüyoruz:
- Bitki Bazlı Et Alternatifleri: Bitki bazlı et alternatifleri, etin tat ve doku özelliklerini taklit eden bitkisel tabanlı ürünlerdir. Bugünün popüler bitki bazlı burgerleri ve köfteleri gibi ürünler, gelecekte daha fazla çeşitlilik ve geliştirilmiş lezzetlerle karşımıza çıkabilir. Örneğin Türkiye özelinde geleneksel tatlarda bitkisel çiğ köfte, pastırma, sucuk alternatiflerini de görülebilir.
- Bitki Bazlı Süt Alternatifleri: Geleneksel süt alternatifleri olan badem, soya ve hindistancevizi bazlı içecekler gibi ürünler, gelecekte daha fazla bitki bazlı süt alternatifi seçeneğiyle genişleyebilir. Bezelye, fındık, susam gibi farklı bitkilerden elde edilen süt alternatifleri popülerlik kazanabilir.
- Bitki Bazlı Deniz Ürünleri: Denizel kaynakların korunması ve balıkçılık endüstrisinin sürdürülebilirliği için bitki bazlı deniz ürünleri, gelecekte büyük bir potansiyele sahip olabilir. Bitki bazlı karides, istiridye ve diğer deniz ürünleri alternatifleri, hem tüketici taleplerini karşılamak hem de deniz kaynaklarını korumak için önemli bir rol oynayabilir.
- Bitki Bazlı Peynir ve Yoğurt: Geleneksel peynir ve yoğurt alternatiflerine ek olarak, bitki bazlı peynir ve yoğurt çeşitleri geliştirilebilir. Aslında ülkemizde geçtiğimiz dönemde peynirin bitkisel alternatifleri inanılmaz bir ivmeyle büyümekteydi. Ancak regülasyonların eksikliği nedeniyle bunların yasaklanması dolayısıyla bu alanda hem bir durgunluk hem de büyük bir ihtiyaç yaşanmaktadır. Bezelye proteini, badem, fındık ve hindistancevizi gibi bitkilerden yapılan peynir ve yoğurt alternatifleri gelecekte daha geniş bir pazar payına sahip olacaktır.
- Bitki Bazlı Tatlılar ve Atıştırmalıklar: Bitki bazlı tatlılar ve atıştırmalıklar da gelişen bir alandır. Örneğin, çikolata, dondurma ve kurabiye gibi ürünlerde bitki bazlı alternatiflerin daha fazla çeşitlilik sunması beklenebilir.
- Yenilikçi Bitki Bazlı Ürünler: Gelecekte, bitki bazlı gıda alanında sürekli bir inovasyon olacağı öngörülmekte. Mikroorganizmaların ve alglerin kullanımı, biyoteknoloji ve yapay et üretimi gibi yeni teknolojiler, bitki bazlı gıda sektöründe daha yenilikçi ve ilgi çekici ürünlerin ortaya çıkmasını sağlayabilir.
Elbette bunlar sadece bazı örnekler ve bitki bazlı gıda alanında daha birçok ürün ve ürün grubunun gelecekte ortaya çıkması bekleniyor. Bu trend, sağlık, çevresel etkiler ve sürdürülebilirlik konularındaki artan farkındalıkla birlikte, bitki bazlı gıdaların popülaritesinin ve çeşitliliğinin artacağını gösteriyor.